| Dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
|
| Dün gece senin evleneceğin kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ?
|
| Soğuk bir rüzgâr esti pencereme, tül perde genişledi
|
| Şişti, odanın icine...Tıpkı bir balon gibi...Yayıldı...
|
| Dün gece ona dokundugumu sana nasıl anlatabilirim ?
|
| Biraz şarap içtik..Ve bilirsin biraz dedikodu...
|
| Aslında Chet Baker'ın bunla hiçbir ilgisi yoktu...
|
| O ruj lekesi...Dağınık bir yatak..Sıcak bir gülümseme...
|
| Bunlara katlanabilir misin ?
|
| İnsanın kendisini önemesemesi; |
| kendisinin kiralık katilidir .
|
| Benciller ise yaşarlar...
|
| Kimse suçlu değil aslında,
|
| Bu sadece üçlü bir oyun,
|
| Ama ben anlattığım için suçluyum, biliyorum..
|
| Bir yılan gibi girdi evime, yanıma uzandı, kolumdan zehirledi beni..
|
| Her öpüşü ılık bir ölümdü sanki...
|
| Yağmuru damarlarımda hissediyordum,
|
| Kusmak istiyordum, ellerim titriyordu, başım dönüyordu
|
| Gözlerim kararmıştı !
|
| Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim, şimdi ben...
|
| Söylememek, söylemekten daha dürüst bir davranıştır
|
| ( bütün gün burda sessiz sedasız evde oturdum )
|
| Ve bu oyun üçlü oynanmaz
|
| Sevgiyle yapılan hiç bir şey insana zarar vermez
|
| ( bir yerde bir kelebek ucuyordu )
|
| Suçlu yok, yanlış var
|
| ( sus(?)tukça benim gerçekten içimden geçtiğini sessizce(?) nasıl izliyorduk ha ? )
|
| Boş ver, olmayanı arama..
|
| ( ay yansıyordu yatağa...yatağın kenarındaki parkelere )
|
| ( bir telefon geldi )
|
| Sana gülümsemesi senin için hayat, benim içinse ölüm demek !
|
| ( o gunu anlatan bir-iki telefon..Chicago'da yalnız bir gece)
|
| ( sen hiç bilme bunu )
|
| ( dostum olabilirsin ..? )
|
| Dün gece senin hoşlandığın kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
|
| ( onun dışında sessizlik hakimdi )
|
| Dün gece senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
|
| Daha da önemlisi...Bunu kendime nasıl anlatabilirim ?
|
| ( bunu kendime nasıl anlatabilirim ? ah nasıl !? )
|
| ( tıraş olmak için berbere çıktım..atıldım, aynaya bakmadan.. )
|
| Bacaklarından süzülen kanlar, yere damlıyordu..
|
| ( Mc Donald's dan bir menü söyledim )
|
| İnan başka bir yalnız gece için, hiç bir açıklamaya ihtiyacım yok benim !
|
| Ah, şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| ( şimdi ben ) ( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim )
|
| Ah, şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| ( şimdi ben )
|
| Ah, şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| Ölümle doğum arasındaa, o bilinmeyen bölgedeyim
|
| ( zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim )
|
| Ah, şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| Gece!
|
| Dün gece, senin evleneceğin kadınla yattığımı sana nasıl anlatabilirim ?
|
| ( bileklerimi keserek intihar etmeyi düşündüm )
|
| Dün gece senin hoşlandığın kadınla yattıgımı sana nasıl anlatabilirim ? |
| ( onu(?) düşünmekten sıkıldım )
|
| Ona dokunduğumu sana nası söyleyebilirim ?
|
| ( söyleyin!! )
|
| ( siktir git(?), evet..)
|
| ( bütün bir gün uzaklardaydım )
|
| Onun eti, benim vücudumun altında titrerken,
|
| ( elime jilet alıp, saçlarımı yavaş yavaş kazımaya başladım )
|
| Neler düşündüğümü sana nasıl açıklayabilirim ?
|
| ( açıklayabilirim.)
|
| ( delirdiğimi ya da ona yakın hissettigimi düşünüyordum )
|
| Teypte Cansever, ve onun tok sesi..
|
| ( Niye düşünüyorum ! of )
|
| ( lanet olsun, lanet olsun)
|
| Tüm gücümü toplamıştım bütün bunları sana anlatmak için
|
| Tam o sırada bana baktın, ve telefon acı acı inledi
|
| ( sessizce bir şey düşünememin delirmek olduguna inanmaya başlamıştım )
|
| Konuştuktan sonra bana şöyle dedin :
|
| "Onun beni düşünmesi, buraya gelecek olması, daha doğrusu yanımda olması
|
| (korkmuyorum, korkmuyorum)
|
| bana içten içe, büyük bir mutluluk veriyor! |
| "
|
| (Söyleme ! Söylememek, söylemekten daha dürüstçedir Bunu Unutma)
|
| Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
|
| (Söyleme ! Söylememek, söylemekten daha dürüstçedir Bunu Unutma)
|
| Ah şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
|
| ( Unutma )
|
| Gece inanılmayan bir dinin, ebedi misyoneridir bekleyenin gövdesi içinde !
|
| ( Unutma!)
|
| Ve şimdi ben, doğumla ölüm arasında o bilinmeyen bölgedeyim
|
| (Söylememek, söylemekten daha dürüstçedir)
|
| Ah şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim
|
| (Söylememek, söylemekten daha dürüstçedir, bunu unutma! bunu unutma.)
|
| Gel bunu beni, gel , gel kâfir !
|
| Gel hisset beni !
|
| Gece inanılmayan bir dinin..Ebedi misyoneri bekleyenin gövdesi içinde..
|
| Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| Doğumla ölüm arasında, o bilinmeyen bölgedeyim.
|
| (açlığa alışıyor insan, peki ya deliliğe alışabilir mi?)
|
| Şimdi ben, zamanın beni sancıya mıhladığı yerdeyim.
|
| Doğumla ölüm arasında, o bilinmeyen bölgedeyim.
|
| ( gel..gel, bul beni..)
|
| Şimdi sen !! |
| sonsuz şeritli bir yolun en sol tarafındasın.
|
| Ve hızla ilerliyorsun...Huzura dogru ! |
| Erdeme dogru !
|
| ( açlığa alışıyor insan ! peki ya deliliğe alışabilir mi ? )
|
| Ama ben, zamanın beni sancıya mıhladıgı yerdeyim
|
| Tatlım ama ben, zamanın beni sancıya mıhladıgı yerdeyim
|
| Ölümle doğum arasında. |
| O bilinmeyen bölgedeyim..
|
| Gece. |
| ( gece ), inanılmayan bir dinin edebi misyoneri.
|
| bekleyenin gövdesi içinde..
|
| Gece bir sızıntı..kirletilmeyen insanlardan
|
| ve o benim içim...benim gövdemin içinde...
|
| Şimdi ben !!
|
| Şimdi ben !!
|
| Şimdi ben !!!!! |